3070 kez okundu
22 mart 2016 salı
Geçtiğimiz günlerde Mart 2016 lansmanını gerçekleştiren Apple, merakla beklenen yeni iPad Pro'yu tanıttı. 12,9 inçlik ilk iPad Pro’nun “tepsi gibi tablet” eleştirisini de göz önüne alan Apple 9,7 inçlik yeni iPad Pro ile ilkinden daha iyi bir satış yakalayabilir. Ancak Tim Cook’un kapanış konuşması sırasında iPad Pro’yu “geleceğin kişisel bilgisayarı” olarak anması dikkat çekiciydi. 31 Mart’ta satışa sunulacak yeni tabletin 32 GB’lık versiyonu 599 dolar, 128 GB versiyonu 749 dolar ve 256 GB versiyonu 899 dolara alıcıların karşısına çıkacak.
Telefon ekranlarının büyüdüğü bir dönemde, tablet pazarının geleceğini şekillendirmek ve belki de kurtarmak için üreticilerin taşınabilir bilgisayarları hedeflemesi anlaşılır bir durum. Dizüstü bilgisayarların çok ince ve hafif Ultrabook serisiyle yola çıkıp son birkaç yıldır “ikisi bir arada” adı altında ayrılabilir veya katlanabilir klavye ile tablet kullanıcılarına göz kırptığını da unutmuş değiliz. Microsoft’un Surface tablette Windows işletim sistemiyle üst fiyat kategorisinde bir ürün serisi geliştirmesinin ardından, diğer üreticiler de tek tük Windows’lu tabletler pazara sundu. Fakat 2015 ortalarından itibaren mobil cihaz üreticilerinin, tablet boyutunu büyüterek klavyeli bir setle Windows 10’lu “bilgisayar gibi tablet” modellerini tanıtması, savaşın tablet cephesinde de yoğunlaşacağının emareleri oldu. Apple tarafında riskli bir büyük ekran atağı kullanıcılardan beklenen arzuyu uyandıramadı ve şirket kısa süre sonra bugün daha makul boyutta bir iPad Pro ile karşımıza çıktı. iPad Pro’nun tanıtılması sırasında Apple yöneticilerinin birkaç defa PC pazarına sataşması ve kapanıştaki “geleceğin kişisel bilgisayar” iddiası çok tartışılacak gibi görünüyor. Bakalım bu çıkışa Microsoft ve diğer cihaz üreticileri ne cevap verecek.
Apple yöneticileri yeni iPad Pro’yu tanıtırken ağızlarından bal damlıyordu. Peki, iddia ettikleri gibi, iPad Pro gerçekten de kişisel bilgisayarın yerini tutabilir mi? Apple’ın ilk iPad Pro ile iş kullanıcıları beklediği gibi etkileyememesinin doğal sonucu olarak bugün 9,7 inçlik bir iPad Pro ile karşılaştık. Microsoft’un var gücüyle Windows 10’u yaygınlaştırmaya çalıştığı ve gerçekten de hem profesyonel hem de bireysel kullanımda önemli avantajlara sahip klavyeli tabletlerin farklı üreticilerce peş peşe tanıtıldığı bir dönemde Apple’ın iPad Pro üzerinden “geleceğin kişisel bilgisayarı” çıkışı ya büyük bir fantezi, ya da şirketin uzun vadeli stratejisinin bir ipucu. 12,9 inçlik iPad Pro’nun klavye ve kalemle “bilgisayar gibi cihaz” olarak sunulması geniş bir kullanıcı kesiminde önce şaşkınlık ve heyecan, hemen ardından hayal kırıklığı yarattı. Bunun temel sebebi ise kanımca işletim sistemi oldu. Apple’ın Mac OS işletim sisteminin üzerinde koşacak bir cihazla bu kulvarda görünmesini beklemek sanırım en az 1 yıl daha mümkün görünmüyor. En iyi ihtimalle Apple, Eylül 2016’daki lansmanında gerçek bir bilgisayar işletim sistemi taşıyan yepyeni iPad Pro’sunu tanıtır. Bu haliyle iPad Pro’nun, Windows 10’la gelen melez bilgisayarları dövmesi pek mümkün görünmüyor.
Apple’ın, yeni iPad Pro’nun ekran teknolojisine, SD kart okuyucuya ve dört hoparlör sistemine odaklanmasından anlayacağımız bir diğer şey de, taşınabilir bilgisayardan çoğunluka film izleyen insanlara da göz kırpma isteği olabilir.